(Bölüm 1)



(Bölüm 2)



(Bölüm 3)



KÜNYE

Yönetmen: Barış Bayraktar
Senaryo: Barış Bayraktar & Berk Temeller

OYUNCULAR

Akasya Asıltürkmen
Erkan Can
Serhat Özcan
Levent Tülek
Ozan Dağgez
Burak Gürpınar
Hakan Gerçek
Kerem Kıpçak
Rahmi Kerim Özkan

Yıl: 2005

Özet

Patronun,uyuşturucu nakliyatını yapan Şevket ve Selim yolda 4 kişi tarafından soyulurlar.Soygunu planlayan filmin tek kadın karakteri Füsun'dur.Ona Punk,Zehir ve Nuri eşlik etmiştir.Füsun ve 3 arkadaşı soygundan vurdukları uyuşturucunun bir kısmıyla alem yaparlar.Bu sırada soygunu öğrenen Serdar (patron),olayı çözüp,malları geri getirmesi için yakın adamı Selim'i görevlendirir.Pamuk Prenses 2 karmaşık kurgusu ve hızlı ritmiyle izleyenleri sıkmayan,son yılların en tartışılan kısa filmi özelliğine sahip.

DEĞERLENDİRME

Pamuk Prenses 2 gerek senaryosu,gerek oyuncu kadrosu gerekse kurgu tekniği ile son yılların en çok tartışılan kısa filmi.Aynı zamanda kısa filmin,sadece festivallere mahkum olmadığının,iyi bir tanıtım stratejisi ile çok daha geniş kitlelere ulaşabileceğinin bire bir göstergesi..

Film,internette 2 milyon kişi tarafından indirilmiş.Bir diğer özelliği ise korsana düşen ilk kısa film olması.(Tabi bunda yönetmen Barış Bayraktar'ın filmin DVD'sini korsan satıcıya kendi elleriyle teslim etmesinin etkisi tartışılmaz:) bu da bir tanıtım stratejisi)Filmin maliyeti Barış Bayraktar'ın belirttiğine göre sadece 300 milyonluk yemek maliyetinden ibaret.Oyuncuların hiçbiri para almamış.Kamera,Ekmek Teknesi'nden,silahlar,Pana Film'in desteği ile Kurtlar Vadisi'nden,arabalar bir galeriden,ışık ise Maltepe Üniversitesi'nden temin edilmiş.''Para var huzur var,tabi çeker adam'' diye bok atmaca yok yani.Barış Bayraktar,didinmiş,uğraşmış çekmiş filmi.

Pamuk Prenses 2 filmi daha ilk fragmanları yayınlanmaya başladığı anda büyük tartışmalar başlattı.Bir kesim,işte sonunda Türk yönetmenler arasında da Hollywood ve Avrupa sinemasına benzeyen,farklı senaryo ve kurgu teknikleri uygulayan bir yönetmen çıktı dedi.Bir diğer kesim ise yönetmen Barış Bayraktar'ı,Guy Ritchie,Tarantino özentisi olmakla suçladı.

Gerçektende filmi izlediğimizde,hızlı çekimler Guy Ritchie'yi hatırlatıyor.Senaryoda işlenen konu ve replikleri se Tarantino hissi veriyo.Filmde kullanılan kurgu tekniği ilk kez Tarantino tarafından 94'de Pulp Fiction ile ünlü oldu.Ve ondan sonra değişik varyasyonlarını farklı filmlerde görmeye başladık.Aynı kurgu mantığını Pamuk Prenses 2'de de görüyoruz.

Pamuk Prenses 2'de bu tekniklerin kullanılması özentilik midir?

Özentilik olarak adlandırılabilir.Ama şunu unutmamak lazım;Barış Bayraktar'a özenti dersek Tarantino'yada özenti dememiz lazım.Çünkü Tarantino filmleri de baştan aşağı alıntı ve göndermelerle dolu.Tarantino alıntı ya da kopyalama yaptığında gönderme,bizden biri yaptığında çalıntı,özenti oluyor.Aynı şekilde,Yılmaz Güney'in,Sadri Alışık'ın,Cüneyt Arkın'ın western filmlerini unutmayalım.Her yönetmenin üzerinde ister istemez bir başka yönetmenin etkisi oluyor.Ya da yönetmen bilinçli olarak bir ekolü tercih ediyor.Aynı şekilde,Pamuk Prenses 2'de de yönetmen filmi çekerken Guy Ritchie ve Tarantino etkisinin farkındadır ve izleyicinin de farkına varacağını hesaba katmıştır.Tahminimce bu eleştirileri de göze alarak çekmiştir filmini..Hızlı çekimler Ritchie'nin üzerine tapulu değil,kara film sadece Tarantino'ya ait değil.Filmine yakışacağını düşünürse,her yönetmen bu teknikleri istediği gibi kullanabilir.Filmin yapaylığı ile ilgili ise yönetmeni "masallar da öyle değil mi zaten? hepsi aşırı yapay. ben de bunu filme yansıtmak istedim." diyor.

Eleştirileri bir kenara alırsak,olumlu-olumsuz eleştiren herkesin birleştiği tek bir nokta var: Erkan Can'ın oyunculuğu.Erkan Can,her zamanki gibi objektifin karşısında devleşmiş ve harika bir oyunculuk sergilemiş.Normal bir kısa filmde,göze batabilecek ve seyiriciyi sıkabilecek uzun replikler,Erkan Can sayesinde muhteşem bir tad veriyor.

Akasya Asıltürkmen'in oyunculuğu ise pek tatmin etmiyor.Senaryodaki boşluktan kaynaklı,amacı,nedeni,nasılı havada kalmış bir karakteri,oyunculukta kurtarmamış.İki kere tekrarlanan uzun dans (edemeyiş) sahnesi,''malı bol bulduk saçalım anasını satiim'' sahneleri sıkıcı.Serhat Özcan ve Levent Tülek ise iyi bir ikili oluşturmuş.Fakat içine düştükleri olayın vahameti karşısındaki tepkisizlikleri ve gevşeklikleri,karakterin ''salak'' imajını bile aşıyor ve göze batıyor.Eğer ki düşünürsek,öleceği kesin olan bir insanın davranışları çok daha farklı olması gerekirdi.Ama senaryoda komedi unsurunu ön plana çıkarmak için malesef bu noktaya gereken önem verilmemiş ve bu iki karakterde ilk sahnelerde iyi bir başlangıç yaptıkları halde,filmin sonunda absürtleşmişler.

İnternette Pamuk Prenses 2 ile ilgili araştırma yaparken,film hakkında gözüme çarpan en güzel yorumlardan biri de Ekşi Sözlük'ten kilroy'un yorumu oldu:''10 sene önce çekilse efsane olabilirdi, lakin şimdi ulaşabileceği maksimum mertebe başarılı bir tarantinesk olmaktır.bu bağlamda sinemaya getirdiği yenilik (varsa) ancak türkiye çapındadır, dünyada bu tarantinovari filmlerden yüzlercesi çekilmiştir şimdiye kadar..''

Pamuk Prenses 2,artısıyla eksisiyle son yılların en ses getiren ve tartışılan kısa filmi.Ve kısa filmi geniş kitlelere taşımasıyla,bu alanda ayrı bir yeri hakediyor.Daha iyi olabilirdi,şu şu hataları olmayabilirdi vs..Bu filmin,bir üniversite bitirme tezi olduğu göz önüne alırsa Barış Bayraktar büyük iş başarmış,tebrik etmek gerekiyor.Eleştiriler elbetteki olmalı.Ama ''Laa bu da film mi? Gidin Kurtlar Vadisi'ne film nasıl olurmuş görün'' şeklindeki eleştiriler yakışmıyor.Türkiye'de kısa film zaten daha doğum evrelerinde,yavaş yavaş gelişiyor.Genç sinemacılarımıza yapıcı eleştirilerde bulunmak en doğrusu olur.Lütfen,elinizden geldiğince destek olun.Maddi anlamda olamıyorsanız,eleştirilerinizle,takdirlerinizle..