KÜNYE

Yönetmen : Ahmet İmamovic
Senaryo : Srdjan Vuletic

2002

Özet

2002 yılı Avrupa Film Ödülleri'nde en iyi kısa film olmaya layık Ahmet İmamovic imzalı 10 minuta (10 dakika) izleyiciye çok şey anlatan bir film.Film Boşnakça ve İngilizce altyazılı.Ama kisa-film.net farkıyla Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

Değerlendirme

Ahmet İmamovic,10 minuta isimli kısa filminde 1993-1994 yıllarında meydana gelen Bosna Hersek savaşını ele almış.Değindiği konu,yaşadığımız dünyanın en acı gerçeklerinden birisi.İtalya'da bir Japon turistin tatilde çektiği fotoğraflarını tab ettirdiği 10 dakika içerisinde,farklı bir coğrafyada,Bosna- Hersek'te bir hayat mahvoluyor ve çok büyük bir vahşet yaşanıyor.Sadece 10 dakikada..

Filmin,İtalyan fotoğrafçı,Japon turiste son teknolojiyle artık fotoğrafların sadece 10 dakikada tab edilebildiğinden bahsediyor.Gerçektende,teknoloji sadece fotoğraf alanında değil,her alanda çok gelişti.Hayatta bir çok şey eskisine göre çok daha kolay.Belkide bu hızlı gelişime ve kolaylıklar başımızı döndürdü.Kendimizi çok kaptırdık.Baş döndürücü bir hızla gelişen dünyada,küçük oyunlarımıza kendimizi çok kaptırdık.Etrafımızda olup bitenlere duyarsızlaştık. Fimdeki,Japon turist biziz aslında.Biz 10 dakikada tatil fotoğraflarımızı tab ettirirken,günlük hayatımıza, eğlencemize devam ederken,dünyanın farklı bir köşesinde mahvolan hayatları unuttuk. Hergün işe,okula gidip gelen,akşamları saatlerce ekran karşısında aval aval televizyon izleyen,şimdi bilgisayar karşısındaki,şimdi televizyon başındaki,şimdi ailesiyle gülüp eğlenen,belki sokaklarda el ele gezinen bizleriz.Hepimiz iyi niyetli ama (belkide farkında bile olmadan) duyarsızlaşmış Japon turisleriz.

Peki Memo?! Kanlar içindeki annesi..Paramparça olmuş babası..Bir anda öksüz..yetim kalmış küçük kardeşi..Peki Bosna-Hersek'te,Afganistan'da,Irak'ta, Çeçenistan'da, Filistin'deki binlerce,onbinlerce Memo?!..Ve daha niceleri..

Bizler,İtalyan fotoğrafçının bizlere sunduğu ''10 dakika'' mucizesine daldık. (Fotoğrafçıya sen medya dersin ben Amerika..ne farkederki..) Fotoğrafı tab ettirmek suç değil,günah değil.Ama mesele o fotoğraf makinasının objektifini,ara sıra da olsa acının düştüğü yüreklere çevirmek.Onların farkında olduğumuzu,duyarsız kalmadığımızı onlara ve dünyaya göstermek.Bilmeyene öğretmek,unutana hatırlatmak.''Siz yataklarınızda rahat uyurken,dünyada birileri zulüm altında'' demek.İşte Ahmet İmamoviç,bunu yapmış.

Belki,bunu yapmasıyla Memo için bir şey değişmedi.O hala gözleri önünde can veren annesine ve babasına ağlıyor.Ama en azından,dünya ona kayıtsız değil artık.Birileri onun durumunu biliyor.Birileri ona yürekleriyle de olsa,dualarıyla da olsa destek oluyor.Birileri ona bu zulmü yapanlara lanet okuyor.Memo artık yalnız değil.Filmi izleyen,onun acısına tanık olan binlerce yürek onunla.Filmin teknik detaylarına girmeyeceğim.Derdini çok güzel anlatıyor.Tek diyeceğim: Yüreğine sağlık Ahmet İmamovic..